Quantcast
Channel: E-Ticaret - Webrazzi
Viewing all 1422 articles
Browse latest View live

Migros’un market ürünlerinde anında teslimat uygulaması olan Migros Hemen’i test ettik

$
0
0

Yaklaşık birkaç saat önce Migros‘un anında teslimat servisi olan Migros Hemen‘in Ataşehir bölgesi için kullanıma sunulduğunu sizlere aktarmıştık. Haberi yayınladıktan hemen sonra ise Migros Hemen servisini denemeye karar verdik. Migros Hemen servisinden verdiğimiz sipariş ile ilgili tüm detayları haberimizde bulabilirsiniz.

Öncelikle siparişimizi Ataşehir bölgesinde bulunan bir adrese verdiğimizi belirtelim. Servise üye olmadan herhangi bir şekilde sepete ürün eklemeniz mümkün değil. Bu nedenle uygulamayı kullanmaya başlamadan önce üye olmanız gerekiyor. Ürünleri seçtikten sonra otomatik olarak sepetinize poşet eklendiğini de belirtelim.

Migros Hemen’de minimum sipariş tutarı ve teslimat ücreti

Şu an için anında teslimat uygulaması olan Migros Hemen’den sipariş vermek için minimum 30 TL‘lik sipariş vermeniz gerekiyor. Bu nedenle toplamda 31,40 TL tutarında bir sipariş verdik ve 5,90 TL olan teslimat ücretinin alınmadığını da ekleyelim.

Ürünlerinizi seçtikten sonra sepeti tamamlamanız için bir adres seçmeniz gerekiyor. Uygulama adres seçimi yapılması için kullanıcısını anasayfaya yönlendiriyor. Adresinizi ise öncesinde haritadan seçtiğinizi sonrasında ise adresi tarifi, kat bilgisi gibi detayları eklediğinizi de belirtelim.

Migros Hemen servisinin kapıda ödeme imkanı sunmadığını da hatırlatalım. Bu nedenle ödeme kısmına geldiğinizde sizden bir kart tanımlamanızı istiyor. Kartınızı tanımladığınızda ise otomatik olarak sisteme kaydediyor. Son olarak kartları tanımlayıp şifre gelince bildirim gösterilmediğini de ekleyelim. Tekrar siparişi tamamla dediğimizde ise onay şifresi geldi ve sipariş tamamlandı.

10 dakikada teslimat

Adresi haritadan seçtiğimiz için kurye tarafından arandık. Siparişi verdiğimizde teslim süresi 11 dakika görünüyordu fakat kurye adresten tamamen emin olunca 10 dakika içinde geleceğini belirtti. Siparişinizi taşıyan kuryeyi harita üzerinden gerçek zamanlı olarak takip edemiyorsunuz, bu önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkıyor. Bu arada siparişimizin tam 10 dakikada elimize ulaştığını da ekleyelim.

Aldığımız bilgilere göre Migros Hemen servisi şu an için 5 kuryeye sahip durumda. Son olarak siparişimizin tamamlanmasının ardından tekrar Migros Hemen tarafından arandığımızı de ekleyelim. Bu konuşmada ise genel sipariş deneyimine ilişikin çeşitli sorular soruldu. Müşteri memnuniyetini üst sırada tutmayı planlayan Migros’un sipariş hacmi artınca bu nasıl yöneteceğini birlikte göreceğiz. Migros Hemen servisi ile ilgili gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz.


Webrazzi E-Ticaret 2019’un indirimli biletleri için son saatler!

$
0
0

Yılın ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019, 20 Şubat Cuma günü, Raffles İstanbul’da gerçekleştirilecek. Dün programını açıkladığımız konferansımızın indirimli biletleri için son günlere girdiğimizi hatırlatalım. Eğer Webrazzi E-Ticaret 2019’a katılmak için indirimli biletlerden yararlanmak istiyorsanız ve havale ile ödeme yapacaksanız bugün 17:00’ye kadar ödeme yapabileceğinizi belirtelim. Kredi kartı ile ödeme yapmak isteyenler de 17 Şubat Pazar, saat 23:59’a kadar indirimli biletleri satın alabilirler.

Perakendede geleneksel markaların dijital rekabeti, e-ticaret dünyasında yaşanan rekabet, pazar yerleri ve e-ihracat gibi konuları konuşacağım konferansımızın konferans programına ve konuşmacılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Webrazzi E-Ticaret 2019’a, e-ticaret sektöründe yer alan ya da almak isteyen herkesi bekliyoruz. Konferansımıza gelip istediğiniz sunumu izleyebilir, sektörün önemli isimleriyle kahve molalarında tanışabilir ve networkünüzü genişletebilirsiniz. Webrazzi E-Ticaret 2019 konferansı için bilet almak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

SPONSORLAR

Elmas Sponsor

Altın Sponsorlar

 

Gümüş Sponsorlar

   

Medya Sponsorları

  

Destekleyenler

 

Diğer yandan hemen aşağıda ‘Webrazzi konferanslarına katılmanın en kolay ve en uygun yolu‘ olarak tarif edebileceğimiz Webrazzi Pass hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Ayrıca 2019 konferans takvimimize de göz atabilirsiniz. Herhangi bir soru ya da görüşünüzü bizimle paylaşmak içinse etkinlik@webrazzi.com e-posta adresini kullanabilirsiniz.

Webrazzi Konferans Takvimi 2019

20 Şubat, Webrazzi E-Ticaret 2019, Raffles Istanbul
17 Nisan, Webrazzi Dijital 2019, Raffles Istanbul
16 Ekim, Webrazzi Summit 2019
11 Kasım, Webrazzi Developer 2019, Raffles Istanbul
11 Aralık, Webrazzi Fintech 2019, Raffles Istanbul

Webrazzi Pass, Webrazzi’nin 2019’daki tüm konferanslarına giriş hakkı sağlıyor!

Yıl içindeki tüm konferanslarımıza katılım hakkı sağlayan Webrazzi Pass, aynı zamanda büyük bir fiyat avantajı da sunuyor. Dilerseniz havale dilerseniz de online olarak kredi kartınızla ödeme yapabileceğiniz Webrazzi Pass’e 1 ya da 2 kişilik alımlar için 3.250 TL, 3 ve üzeri adetler içinse birim fiyatı 2.950 TL’den sahip olabilirsiniz.

20 Şubat Çarşamba günü görüşmek üzere!

Ethem Eliaçık: “İş Bankası her 2 saniyede 1 yurt dışından ödeme alınmasına aracılık ediyor”

$
0
0

Ülkemizdeki E-Ticaret ekosistemini bir araya getirecek olan Webrazzi E-Ticaret 2019 konferansımız tüm hızıyla başladı. Yılın ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019’un konuşmacıları arasında yer alan Türkiye İş Bankası Ticari Bankacılık Pazarlama Müdürü Ethem Eliaçık, hem İş Bankası hem de ticari bankacılığın dijital dönüşümü ile ilgili önemli detaylar paylaştı.

Banka olarak e-ticaret ve e-ihracat konularına çok önem verdiklerini belirten Eliaçık, e-ihracatın ülkemize katma değer katacağını da dile getirdi. 2018 sonu itibariyle ülkemizde 3,5 milyonun üzerinde ticari işletme olduğunun altını çizen Eliaçık, 3,5 milyonun sadece 47 bininin ticari ve kurumsal işletme olduklarını kalanların ise KOBİ‘ler olduğunu belirtti.

Ülkemizdeki kullanıcıların internet ve mobil şubelere hızlı bir şekilde uyum sağladığını belirten Eliaçık, geçmişte internet ve mobil şubelerin daha çok bireysel işlemler için kullanıldığını da sözlerine ekledi. Son 3-4 yıl içinde ise internet ve mobil şubelerin KOBİ’lerin ihtiyaçlarını karşılamaları gerektiği konusunda bir farkındalık oluştuğunu da sözlerine ekleyen Eliaçık, sadece bireysel bankacılıktaki gelişmenin yeterli olmayacağını da ekledi.

2 milyon ticari müşterinin 216 milyar verisini işlendi

Müşteriye ulaştıkları kanallarının dijitalleşmesinin çok önemli olduğunu da belirten Eliaçık, sadece bankacılık sektörünün değil KOBİ’lerin dijitalleşmelerinin gerektiğinin de altını çizdi. 3,5 milyon işletmenin 1 milyonunun İşCep ve internet şubeyi kullandıklarını da belirten Eliaçık, parasal ticari işlemlerin yüzde 79,4‘ünün buradan gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.

Şirket kredi kartlarının robotlar tarafından basıldığını da paylaşan Eliaçık, 1 yıldan fazladır makina öğrenimi teknolojisini kullandıklarını ve 2 milyon ticari müşterilerinin 216 milyar verisini işlediklerini de sözlerinde ekledi. İşCep ve internet şube üzerinden sunulan anında ticari kredi seçeneğinin kredi alma sürecini hızlandırdığını da sözlerine ekleyen Eliaçık, pos sahibi müşterileri tarafından kullanılabilecek olan Maximum İşyerim uygulaması ile kullanıcıların kart ya da pos cihazı olmadan QR POS ile satış yapma imkanına sahip olabileceklerini de belirtti.

Cross Border işlemlerin ise yüzde 81’i İş Bankası tarafından gerçekleştiriliyor

2018 yılında 41,4 milyar TL‘lik e-ticaret gerçekleştiğini belirten Eliaçık, bu işlemlerin yüzde 29,5‘inin ise Türkiye İş Bankası aracılığı ile gerçekleştiğini de belirtti. Eliaçık tarafından paylaşılan bilgilere göre Cross Border işlemlerin ise yüzde 81‘i İş Bankası tarafından gerçekleştiriliyor.

Her 2 saniyede 1 yurt dışından ödeme aldıklarını da paylaşan Eliaçık, geçtiğimiz yıl yurt dışından 112,8 milyon adet ödeme aldıklarını da paylaştı. Müşterilerinin 15 farklı para biriminden mal satışı yapabileceklerini de belirten Eliaçık, toplamda 47 ülkede 19 ödeme sistemini desteklediklerini de dile getirdi.

Teknoloji tüketici ürünlerinin neresinde?

$
0
0

2019’un ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019, bugün Raffles İstanbul’da gerçekleşiyor. E-ticaret ve e-ihracat odağında birçok konuyu, önemli konuklarıyla ele aldığımız konferansımızda EY’dan Özge Gürsoy, teknolojinin tüketici ürünlerinin ve perakendenin neresinde yer aldığını anlatmak üzere sahnedeydi. Özge Gürsoy özellikle “future consumer” yani “gelecekteki tüketici ürünleri” üzerinde durdu.

Özge Gürsoy, önümüzdeki dönemde tüketici alışkanlıklarını nasıl değişeceğini odağına alarak geçmişten günümüze ve günümüzden geleceğe olan dijital dönüşümden bahsetti. Örneğin; 20 yıl kadar önce internet bankacılığı bir hayalden ibaret iken şu anda bu teknolojiyi kullanmamak neredeyse düşünülemez hale geldi. Önümüzdeki dönemde bunu ticarete yansımasının çok daha farklı boyutlara ulaşacağını söylemek de mümkün. Günümüzdeki en büyük tartışma konusu ise Gürsoy’un söylediklerine göre neyi, ne zaman, nasıl ve kime satmak ve hatta ürünlerin satılıp satılamayacağı oldu.

Değişim şimdikinden hızlı olacak

Değişimin bundan sonra, teknolojiyle birlikte çok daha hızlı olacağını söyleyen Gürsoy, kimi zaman bu hızı yakalayamayacağımızı bile söylüyor. Asıl amacın doğru hamleler yapmak olduğunu belirten Özge Gürsoy, ortaya çıkan 8 hipotezi katılımcalarla paylaştı. Artık tüketici ürünleri Şangay, Bombay, Londra, Berlin ve Los Angeles gibi şehirlerin verileri baz alınarak belirleniyor. Ancak bu tabii ki diğer şehirlerin etkisi olmadığını göstermiyor. EY’ın verilerine göre gelecekte satışı en fazla olacak ürünlerin lokal, otantik, şeffaf, takip edilebilir ve etik olması gerektiğini söylüyor. Özge Gürsoy, özellikle ev sistemi ve evdeki ürünlerin nasıl yapılandırılacağının önemine de değindi.

Satın alma ve alışveriş arasındaki fark artacak

Özge Gürsoy’un bahsettiği 8 hipotez ise alışveriş, yaşama alışkanlıkları, teknoloji kullanımı, oyunlaştırma, iş, seyahat, yeme alışkanlıkları ve sağlık yaşamanın önemi olarak karşımıza çıkıyor. Buna göre satın alma ve alışveriş yapma arasında ciddi bir fark olacak. Bundan sonra ihtiyacımız olan yapay zeka yardımıyla otomatik olarak satın alınacak. Buradaki en büyük sorun ise 2020’de bile ev eşyalarının satın alınması sırasında markaların kimi hedef olarak belirleyeceği ve ürünlerin nasıl satılacağı, hatta markalara olan sadakatın nasıl artırılacağı olarak karşımıza çıkıyor.

Zamanımızın karşılığını alabiliyor muyuz?

Yemek konusu ise ayrı bir başlık olarak açıklanıyor. Bir ürünün nereden geldiği, hangi şartlarda yetiştiği gibi bilgiler gelecekte daha çok önem kazanacak. Şu an için ise tarım şirketlerinin bu konuda izlediği yollara önem kazanıyor. Yakın gelecekte DNA’ya göre beslenme de gündemimizde olacak. Tüm bunlarla birlikte kişilerin yaşama şekilleri de değişecek. Daha az şeyle daha fazla tecrübe kazanılmış olacak. İş hayatında ise “paramızın karşılığını alıyor muyuz” argümanı yerini “zamanımızın karşılığını alıyor muyuz”a bırakacak.

Özge Gürsoy konuşmasını, tüketicinin her şeyin temeli olduğu ve tüketici kararları ile alışkanlıklarının geleceği belirleyeceğini ve teknolojinin bu süreçte görünmez bir şekilde yer aldığını söyleyerek tamamlandı.

Ancak gelecek dönemde, teknoloji yatırımlarının kimler tarafından gerçekleştirileceği ise merak konusu olmaya devam ediyor.

E-Ticaretten Omnichanel’a perakendenin dijital dönüşümü

$
0
0

Bugün gerçekleştirdiğimiz Webrazzi E-Ticaret 2019 konferansında Akinon Kurucu ortakları Ahmet Emre Sarı ve Tolga Tatari Arda Kutsal Moderatörlüğünde e-ticaretten omnichanela perakendenin dijital dönüşümü aktardı. Öncelikle Markafoni’den Akinon‘a geçiş sürecini aktaran Sarı ve Tatari, aslında Akinon’un Markafoni’den önce kurulduğunu hatırlattı.

Bir süre sonra Markafoni’nin hızlı büyümesiyle Akinon’daki iş gücünü Markafoni’ye aktardıklarını belirten Markafoni satışı ardından Akinon ile yola devam etmek istediklerini ifade etti.

Kurucu ortaklardan Tolga Tatari, Markafoni’de çalışırken Marks & Spencer ve Nike gibi 40’tan fazla markanın e-ticaret yolculuğuna dahil olmak durumunda kaldıklarını belirtti. Bu süreçte de  markaların alt yapı bakımından ne istediğini tam olarak bilmediğini ve sunulan çözümlerin yeterli kalmadığını fark ettiklerini dile getirdi.

Özellikle multichannel’dan omnichannel’a geçişte sunulan alt yapıların yetersiz kaldığına dikkat çeken Tatari, exit sonra 2 senelik rekabet anlaşmasının son altı ayında arkadaşlarından oluşan küçük bir ekiple Akinon üzerinde çalışmaya başladıklarını ifade etti. Tatari ekibin, perkande firmalarının kanal yönetimi ve stok yönetimi gibi özelliklerden de faydalanabileceği bir omnichanel uygulaması fikriyle yola çıktığını belirtti. Ancak markalarla iletişim sürecinde web ve mobil alanında gelen taleplerle Akinon’un  web shop ve native uygulamalar ile tam bir omnichannel suitine dönüştüğünü söyledi.

İlk olarak 15 Şubat 2016 yılında Akinon’u yayına alan Ahmet Emre Sarı ve Tolga Tatari, Madame Coco dahil olmak üzere dört müşteriyle yola çıktıklarını belirtti. İlk senenin sonunda 9 müşteriye hizmet vermeye başlayan Akinon, ikinci senenin sonunda 40’tan fazla markaya hizmet vermeye başladı. Akinon ekibinin 100 kişiyi geçtiğini belirten kurucu ortaklar, tıpkı Markafoni’de yaşadıkları gibi hızlı bir büyümenin içinde olduklarını ifade etti.

Bu büyümenin müşteri cirolarının 5’e ya da 10’a katlanmasıyla ilişkili olduğuna dikkat çeken Tolga Tatari, e-ticaret yapan firmaların, kanallarının problemsiz ve hızlı çalışabilmesi gerektiğini vurguladı. Bu noktada işin yüzde 85’ini tek bir üründe topladıklarını belirten Tatari, müşterilerinden LCW’nin 55 hesabı olduğunu söyledi.

Akinon’un süreci hızlandırdığını ifade eden Emre Sarı, milisaniyelik farkların dönüşüm oranını etkilediğini ifade etti. Aynı şekilde sorunsuz çalışan bir alt yapının bu dönüşüm oranındaki etkisine de dikkat çekti.

Uçtan uca bir omnichannel deneyimini yaşatmaya çalıştıklarını söyleyen Tatari, omnichannel’ı örneklendirmek için fizikselden dijitale tüm kanalların bir arada kullanıldığı bir anlatım gerçekleştirdi.

Otrumda ülkemizde e-ticaret alanındaki problemlere de değinildi. Tatari ülke olarak teknoloji sıkıntısı çektiğimizi belirterek,  teknolojileri istediğimiz şekilde ayağa kaldırıp sunmakta sorun yaşadığımızı belirtti. Aynı şekilde e-ticaret alanında bir servis problemi yaşandığını ifade eden Tatari, Tüsiad araştırmasını örnek göstererek dünyada daha rahat bir seçenek olduğu için tercih edilen e-ticaret alışverişlerinin ülkemiznde hala ucuz olduğu için tercih edildiğini belirtti.

Gelecek yıllarda Akinon’a yapay zeka eklemeyi düşündüklerini söyleyen Tatari, Akinon’un hali hazırda bulut üzerinde çalıştığını ve kişiselleştirilebildiğini sözlerine ekledi. Son olarak kusursuz omnichannela odaklandıklarını da söylemeyi ihmal etmedi.

Emre Sarı ise e-ticaretten omnichanela dönüşümde teknoloji tarafı kadar servisin verildiği hızın da önemli olduğunu vurguladı. Servisi 3 ayda ayağa kaldırdıklarının söyleyen Sarı, bunu sıfır maliyetle ve gelir ortaklığı modeliyle hayata geçirdiklerini ifade etti.

Bu noktada Akinon’un yurtiçi ve yurtdışı farketmeksizin a101, LCW, Lacoste, Penti başta olmak üzere 40’tan fazla markaya hizmet verdiğini ekleyelim.

Başarılı bir e-ihracat için entegre çözümlerin önemi

$
0
0

Raffles İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz  Webrazzi E-Ticaret 2019, E-İhracat salonunda E-İhracat ve Geleceği oturumu ile sürüyor. Netizen kurucusu Ümit Öncel’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturuma Türkiye İş Bankası’ndan Kartlı Ödeme Sistemleri Müdür Yardımcısı H. Bora Gülşeni, Hepsiburada’dan Uluslararası Ticaret Grup Direktörü  Yaman Alpata ve B2CDirect kurucusu Yusuf İbili konuşmacı olarak katıldılar.

Etkinliğimizde en çok dikkat çeken konulardan birisi şüphesiz e-ticarette entegre çözümler. Hızın ve zamanın giderek daha fazla önem kazandığı günümüz e-ticaret dünyasında güvenilirlik, müşteri deneyimi, hızlı teslimat gibi başlıklar da entegre çözümlerin bir parçası olarak ön plana çıkıyor. Konu e-ihracata geldiğinde başlıklar çok da farklı değil. Farklı endüstrilerde hizmet veren şirketlerin ortak bir amaç için sağladıkları deneyim ve hizmetlerin birbirine entegre edilmeleri bu alanda başarının en önemli kriterleri arasında yer alıyor.

Bugün 50 ülkeyi bulan alternatif ödeme seçenekleri ile Türkiye İş Bankası, geçtiğimiz cuma günü küresel pazar lansmanını yapan Hepsiburada ve kendisini bir lojistik firmasından öte teknoloji şirketi olarak nitelendiren B2CDirect’in ortak amaçları e-ihracatı müşteri odaklı entegre bir sistem ile tüketici ile buluşturmaları.

Kurulan altyapıda ödeme kanadında, farklı ülkelerdeki tüketicilerin ödeme alışkanlıklarına dikkat çekilmesi gerektiğini belirten Bora Gülşeni, lokal çözümleri kendi alt yapılarına entegre ettiklerini belirtti. Örneğin Türkiye’de alışık olduğumuz kredi kartı ile ödemenin Almanya’da tüketicinin yüzde 50 oranında “sofort ödeme” adı altında hemen ödeme şeklini seçtiğini söyledi.

Alpata, İş Bankası’nın Türkiye’nin ihracatını olumlu gördüğünü belirtirken, özellikle bu dönemde çok anlamlı bir çaba olduğunu söyledi. Hepsiburada gibi şirketlerin de e-ihracata ilgi göstermesinin  diğer küçük şirketleri de cesaretlendirdiğini belirtti.

Geçtiğimiz cuma günü global sitelerini kullanıma açtıklarını söyleyen  Yaman Alpata, ihracatı kolay ihracat modeli ile satış tarafına konsole ettiklerini söyledi. Alpata, 17 bin satıcının bulunduğu ve 15 milyon ürünün yer aldığı Hepsiburada.com’da “ürünü en iyi, en hızlı nasıl götürebiliriz?” sorularını yanıtlayarak tüketicinin alış-veriş yolculuğuna kattıkları değeri vurguladı.

Türkçe konuşulan ülkelere açılın

Yurtdışı satış çözümü, yurtdışı ödeme seçimi olmak üzere farklı kategorilerde hizmet veren B2Cdirekt, tek bir entegrasyon ile tek bir noktadan 249 ülke veya bölgeye hizmet sunuyor. Oturum, Yusuf İbili’nin tavsiyeleri ile son buldu. İbili, özellikle e-ihracata yönelmek isteyen şirketlere klasik  ihracatın yüksek olduğu ülkelere yönelmelerini tavsiyesini verdi. Şirketlerin, özellikle Avrupa için Türk nüfusunun yoğun olduğu Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkelere yönelebileceklerini belirtti.. Öte yandan Azerbaycan gibi Türkçe’nin konuşulduğu pazarlara da girmenin akıllıca bir seçim olduğunu belirten İbili, bu sitelerin Türkçe hizmet verileceğini de altını çizdi.

Perakendenin dijital dönüşümüne dair merak edilen grafikler

$
0
0

2019’un ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019, hızlı bir şekilde devam ediyor. Konferansımızda internet kullanıcılarının davranışını ölçen Gemius’un Ülke Müdürü İdil Kesten, perakendede geleneksel markaların dijital dönüşümünü anlatmak üzere sahnedeydi. Gemius’un geçtiğimiz günlerde Amazon Türkiye’nin son 3 aylık ziyaretçi verilerini bizimle paylaştığını da hatırlatalım.

Giyim endüstrisinde kullanıcı sayısı 3,3 milyon

Geleneksel markaların e-ticarette ciddi bir rekabet içinde olduğunu söyleyen İdil Kesten, sektörün aylık ortalama büyüklüklerinden bahsetti. Gemius’un raporuna göre giyim endüstrisindeki kullanıcı sayısı 3,3 milyon iken onu 2 milyon kullanıcıyla süpermarket ve 1,5 milyon ile ayakkabı sektörü takip ediyor. Cinsiyete baktığımızda ise kozmetikte yüzde 75, giyimde yüzde 59 ile kadının önde olduğunu, süpermarketteki eşitliği ve beyaz eşyada erkeklerin yüzde 69 ile önde olduğunu görüyoruz. Erkeklerin beyaz eşyada öne geçmesinin nedeninin ise televizyon olabileceği de öngörülüyor.

Bir kozmetik sitesinde aylık 1 saat 8 dk vakit harcanıyor

Sosyo ekonomik sınıflandırmada AB ve C1 sınıfları genel olarak ön plana çıkarken beyaz eşyada ise C2’nin önde olduğunu görebiliyoruz. Kullanıcı başına aylık ortalama süreye göz atınca, bir kadının bir ayda herhangi bir kozmetik sitesinde ortalama olarak 1 saat 8 dk harcadığını görüyoruz. Bunun çok büyük rakam olduğunu söylemek mümkün, zira kozmetik sektörünü 22 dakika ile giyim takip ediyor ve arada ciddi bir fark bulunuyor.

Geleneksel perakendede dijital medya satın alımına bakıldığında ise 2018 yılında, sadece PC tarafında 500 milyarlık bir gösterim karşımıza çıkıyor. Bu gösterimde 7 perakende endüstrisine baktığımızda 43 milyar gibi bir rakam karşımıza çıkıyor. Bu da bahsi geçen sektörlerin toplamın yüzde 8’ini oluşturduğu anlamına geliyor. Dijital medya alım satım 2018 toplamında ise giyim endüstrisinin 14 milyar dolarla başı çektiğini görüyoruz. Bunun da sadece PC tarafında ortaya çıkan bir veri olduğunu söyleyebiliriz.

Giyimde Black Friday ön plana çıkıyor

Sektörleri tek tek incelediğimizde giyim sektöründe gerçek kullanıcı trendinde en önemli etkenin Black Friday olduğu karşımıza çıkıyor. Bu dönemde medya yatırımlarının karşılığının da kullanıcı tarafında alındığını belirtelim. Black Friday’i ise 14 Şubat ve yeni sezon dönemleri takip ediyor. Gemius’un verilerine göre, LC Waikiki, Boyner, Koton, Zara ve DeFacto giyim sektöründe öne çıkan şirketler oldu. En çok alışveriş yapan yaş grubunun ise kendi parasını kazanan 25 ve 45 yaş arası kitle olduğunu da belirtelim. Medya yatırımı trendinde ise en çok mart ve mayıs ayları öne çıkıyor. Bunda da Kadınlar Günü ve Anneler Günü’nün etkileri karşımıza çıkıyor.

Yılbaşı döneminde medya yatırımları yetersiz kalıyor

Kozmetik sektöründe lider olarak Watsons, Mac, Maybelline, L’Oreal Paris ve Flormar ile karşılaşıyoruz. Takı endüstrisine göz attığımızda ise evlilik dönemi olan temmuz ayının önde olduğunu görüyoruz. Ancak bu dönemde medya yatırımlarında düşüş olduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Beyaz eşyada ise KDV ve ÖTV indirimlerinin olduğu dönemlerde bir artış olduğu ortaya çıkıyor. Süpermarket sektöründe ise Ramazan ve yılbaşı dönemleri ön plana çıkıyor. Ancak medya yatırımlarında Ramazan ayında ciddi bir yatırım bulunurken, yılbaşı dönemi bu konuda oldukça yetersiz kalıyor. Süpermarket sektöründe öne çıkan isimler de A101 ve Migros oldu.

Ayakkabı sektöründeki verilere baktığımızda mart ayında gerçekleşen kış indirimleri ve yeni sezon öne çıkıyor. FLO kullanıcı bazında ilk sıraya yerleşirken medya yatırımında Greyder ve Divarese başı çeken şirketler oluyor. Mobilyada ise evlilik ve üniversite başlangıç dönemleri önem taşıyor. Bu veriye göre en önemli kullanıcı kitlesinin yeni evliler ve üniversite öğrencileri olduğunu da söyleyebiliriz. Mobilya bazında medya yatırımlarında ise Vivense ön plana çıkıyor. Bunun nedeni de şirketin dijitale verdiği önem diyebiliriz.

Amazon.com.tr, medya yatırımlarından sonra kullanıcı sayısını artıracak

Yazının başlarında da bahsettiğim gibi Gemius, Amazon.com.tr’ye dair verilerini daha önce bizlerle paylaşmıştı buna göre;  Amazon.com.tr’nin eylül ayında 1 milyon 18 bin 524 olan kullanıcı sayısı, her ay düzenli olarak artıyor. Ekim ayında 1 milyon 959 bin 260 kullanıcı sayısı, kasımda 2 milyon 668 bin 952’ye ve aralık ayında da 2 milyon 708 bin 918’e ulaşarak ciddi bir yükselişin işaretlerini veriyor. Ancak medya yatırımında Hepsiburada ve n11.com, Amazon.com.tr’nin oldukça önünde yer alıyor. İdil Kesten, Amazon.com.tr medya yatırımlarına önem verdiği zaman ciddi bir kullanıcı artışının olacağını da sözlerine ekliyor.

11.11’de 75 bin ürün satılan bir e-ticaret kampanyasının süreçleri

$
0
0

2019’un ilk Webrazzi konferansı  Webrazzi E-Ticaret 2019’da İnveon’un kurucu ortağı ve CEO’su Yomi Kastro ve Watsons E-Ticaret Grup Müdürü Şervan Adar Avşar ile perakende e-ticarete dönüşürken en başarılı uygulamalar konuşuldu.

Watsons’a e-ticaret operasyonlarında alt yapı ve katkı sağlayan İnveon, 11.11 kampanyasının detaylarını paylaştı. İnveon’un kurucu ortağı ve CEO’su Yomi Kastro ve Watsons E-Ticaret Grup Müdürü Şervan Adar Avşar’ın gerçekleştirdiği sunumda 2019’da e-ticaret alanında öne çıkan dört ana temaya da değinildi. Bu kapsamda e-ihracat, dijital destekli offline ciro, gerçek zamanlı yaşayan kampanyalar ve sadakata değinen ikili 11.11 kampanyasının başarı hikayesini izleyicilerle paylaştı.

Dijital destekli offline cironun önemine de dikkat çeken Yomi Kastro, eskiden bu alanda perakende KPI’ının sanal pos olduğunu hatırlattı. Ardından son iki yıldır bu konuda yapılan yeni araştırma ve perspektifleri paylaşan Kastro, mağazaya girenlerin yüzde 87’sinin markayı önceden araştırdığını, yüzde 70’nin arkadaşlarına sorduğunu ve mağaza cirosunun yüzde 56’sının dijital etkisiyle gerçekleştiğini söyledi. Bu noktada önce mobil yaklaşımın, omnichannel deneyimin ve bütünsel performans pazalamanın önemi vurgulandı.

Sunumda gerçek zamanlı kampanyaların önemine de dikkat çeken Kastro ve Avşar, 11.11 kampanyasındaki detayları paylaştı.

11.11’e hazırlığın 3 aşaması

Hazırlık aşamasını üçe böldüklerini ifade eden Avşar, ticari hazırlık, teknik hazırlık ve dinamik iletişim aşamalarından bahsetti. Ticari hazırlık aşamasında indirimler, tedarik anlaşmaları ve özel hediye ürünler üzerinde çalıştıklarını söyleyen Avşar, lojistik hazırlığı aşamasında en kötü ihtimalle 6 gün içinde teslimat yapabileceklerine karar verdilerini belirtti.

Teknik hazırlık aşamasını aktaran Kastro ise stres testleri ve optimizasyonlar gerçekleştirdiklerini belirtti. Aynı zamanda kampanya esnasında ekiplerin vardiya ve görev alanlarının da önceden planladığını ifade etti.

Son olarak dinamik iletişim aşamasını ele alan Avşar, iletişim planını önceden planladıklarını fakat buna ek olarak gerçek zamanlı olarak viral etki yaratmak unsurlar üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Veriler ışında anında aksiyon aldıklarını belirten Avşar, bu aşamada faaliyet gösterilen mecraların esnek mecralar olmasına önem verildiğini de ekledi.

Watsons’ın 11.11 kampanyasının bir karikatürle başlatıldığını belirten Avşar, kampanyayı dönüşüm KPI’ları  ve veri takibi odağında şekillendirmeye devam ettiklerini ifade etti. Bu noktada kaç adet bildirim mesajı gönderileceği, tasarımların ve sosyal medya içeriklerinin kapsamının şekillendiğini de ekledi. Süreçte anlık olarak tasarım yapıldığını ifade eden Avşar, sosyal medya tarafında planlanan 20 içerikten 100 içeriğe kadar çıkıldığını söyledi.

Avşar, kampanya kapsamında Influencer Marketing kullandıklarını belirterek Influencer iletişiminin de dinamik olduğunu aktardı. Buna göre Influencerlar’a saatler ve içerikle ilgili bilgi vermediklerini söyleyen Avşar, bu kararı anlık olarak verdiklerini belirtti. Süreçte fazladan 2 Influencer ile daha çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

Kampanya bittikten sonra teslimat sürecine kadar iletişimi devam ettirdiklerini ifade eden Avşar, bu noktada da Influencer Marketing’den faydalandıklarını belirtti. Kampanya sonucunda 75 bin ürün satıldığını aktaran Kastro, saniyede 12 ürün satışına şahit olduklarını da belirtti. Kastro, dönüşüm oranının yüzde 13’te seyrettiğini de sözlerine ekledi. Avşar ise kampanyayı gerçekleştiren Watsons’ın diğer ülkelerdeki operasyonları arasında Watsons Türkiye’nin birinciliğe yerleştiğini ifade etti.


Sınır tanımayan ticaret: E-ihracat

$
0
0

2019’un ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019, Raffles İstanbul’da iki farklı salonda sürüyor. E-İhracat salonunda sahne alan DHL Express Türkiye Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Boğaç Özsan, taşımacılık sektörünün şirketlerin gelirlerini artırmaya yönelik etkilerini izleyiciler ile paylaştı.

Günümüzde ‘aciliyet çağında’ olduğumuzu belirten Özsan, 7/24 uyumayan bir dünyada ve tüketicinin satın aldığı ürünleri kendilerine  “dün” teslim edilmesini istedikleri bir zamanda yaşadığımızı söyledi.

2020 yılında sınır ötesi e-ticaret pazarının 1 trilyon dolara ulaşması beklendiğini söyleyen Özsan, her şeyin talebe dayalı olduğu bir dönemde özellikle büyümelerin yüzde 25 oranında gelişmekte olan pazarlarda gerçekleşeceğini bildirdi. Öte yandan Özsan, 2020 yılında özellikle hızlı havayolu dağıtım kanalları ile dağıtım yapılan her iki üründen birinin e-ticarete ait olacağını vurguladı.

Pazarlama karmasının 4P’sinden olan dağıtım, elbette ürün ve fiyatlandırma kadar önemli.  Özsan, özellikle hızlı havayolu dağıtım kanalına dikkat çekerek, yeni jenerasyonla beraber 1.6 milyar mobil kullanıcının olduğu günümüzde, ‘talebe yönelik teslimat’ın  her geçen gün önem kazandığını vurguladı. Talebe yönelik teslimatı tüketicinin, ürünü istediği yerde kendi belirlediği zaman diliminde alabileceği bir teslimat yöntemi olarak açıklayan Özsan, bu teslimat yöntemi ile şirketlerin rekabet avantajı yakalayabileceğini belirtti. Paylaşılan veriler de bunu destekliyor. Zira tüketicinin %91’i sepete gitmeden önce sunulan dağıtım seçeneklerini araştırıyorlar. %74’ü teslimatın uygun olmasını en önemli faktör olarak belirtiyor. Sepet iptallerinin %46’sı ise sınırlı gönderim seçenekleri nedeniyle oluyor.

Kullanıcı deneyiminin önemini vurgulayan Özsan bir Check-up sistemi ile şirketlerin başarılı bir e-ihracat için bazı soruları yanıtlamaları gerektiğini söyledi. Müşteri deneyimine dikkat çeken sorulardan beş tanesini mercek altına alan Özsan’ın parmak bastığı konuların satırbaşları şöyle:

Uluslararası satış yapıyor musunuz?

Yanıtınız “evet” değilse sadece 1 trilyon dolarlık bir pazarın dışında bulunuyorsunuz demektir. Bu, %25 büyüme potansiyeli olan bir pazarı hedeflemiyorsunuz anlamına geliyor. Günümüzün büyük konteynırlar ile sağlanan taşımacılığı gelecekte  küçük paketlerin dağıtılması şeklinde olacak.  30 yıl içinde KOBİ’lerin bundan olumlu bir biçimde etkilenmesi bekleniyor.

Ana sayfada gönderi seçeneklerini belirterek uluslararası satış yaptığınızı vurguluyor musunuz?

Özellikle Y jenerasyonu ve ondan sonra gelen Z jenerasyonu aciliyet duygusu içinde yaşıyor. Yüksek hız beklentisine sahip bu kuşaklar, istediği bilgiye ışık hızında ulaşmak istiyorlar. İstedikleri bilgiye istediği hızda ulaşamayan bu tüketici topluluğu sitenizi terk ediyor. Uluslararası ticaret yapan şirketlerin, sınırları dışında satış yaptıklarını belirtmeleri önemli bir kriter olarak görülüyor.

Express teslimat seçeneği sunuyor musunuz?

Araştırmalar, ürün fiyat ve teslimat noktasında çok farklı dengelerin olduğunu gösteriyor. Tüketicinin %91’i hızlı teslimat hizmeti seçeneği yoksa sipariş yapmadan, siteyi terk edebiliyorlar. %47’si iki günü hızlı olarak kabul ediyor. Geçtiğimiz yıl teslimat seçeneklerinde ‘ücretsiz’ tercih etme oranı  %85’lerde iken artık bu tercihin yerini hız almaya başlıyor. Beklentiler  %79 ile hızda toplanıyor. Burada dağıtım aşamasında müşteriye seçenek sunmak oldukça önem arz ediyor.

Gönderi ücretleriniz makul mu?

Her ne kadar hız önemli olsa da, günün sonunda tüketicinin beklentisi taşımacılık hizmetinin makul olması yönünde. Şirketlerin bunu kendi sitelerinde  iş stratejilerine entegre ederek belirlemeleri yararlı. Örneğin, dağıtımı tüm maliyetlere yansıtmak, ürünün birin fiyatına eklemek, ücretsiz kargo sepet değeri yaratmak gibi stratejiler uygulanabilir. Öte yandan abonelik hizmetleri, teslimata yönelik sadakat programları, VIP tarzı abonelikler de yine etkili olabiliyor.

Web sitenizde teslimat bildirimlerinden bahsediyor musunuz?

Tüketicinin en çok talep ettiği beklenti ‘talebe dayalı teslimat’ ve seçeneklerinin olması. Bu, ürün seçeneği, süre seçeneği ya da teslimat seçeneği de olabiliyor. Bu sebepten dolayı web sitesinde tüketiciye teslimat bildirimlerinden bahsetmek sepete giden noktada önemli.

Webrazzi E-Ticaret 2019‘a ait diğer yazıları takip etmek için buraya tıklayabilirsiniz.

2018’de 300 milyon TL e-ticaret cirosuna imza atan LC Waikiki’nin ihracat-e adımları

$
0
0

2019’un ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019, önemli konuları ve konuklarıyla beraber son hızda devam ediyor. Tüm gün boyunca, iki salonda gerçekleştirdiğimiz konferansımızda perakendede geleneksel markaların dijital rekabeti, e-ticaret dünyasında yaşanan rekabet, pazar yerleri gibi konular konuşulmaya gündemimizde yer almaya devam ediyor.

LC Waikiki’nin cirosu geçtiğimiz yıl yüzde 40 arttı

E-ihracat ve ötesini konuştuğumuz salonda ise LC Waikiki’nin Genel Müdür Yardımcısı Salih Yılmaz, tekstil dünyasının geleceği konusunda önemli noktalara değindi. Tekstil sektörünün geleceğinin e-ihracat değil, ihracat-e olduğuna vurgu yapan Yılmaz, LC Waikiki’nin büyüme rakamlarından bahsetti. Bu sene cirosunu yüzde 40 artırdıklarını söyleyen Yılmaz, bu senenin şimdiye kadar olan döneme göre ortalama altında kalındığından da bahsetti. LC Waikiki’nin bu yılki cirosunun 300 milyon tl’nin üzerinde olduğunu da belirtelim.

4 yeni ülke yolda

Türkiye dahil 7 ülkede faaliyet gösteren LC Waikiki, Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Mısır, Fas ve Romanya üzerinden tüm AB’ye hizmet veriyor. Salih Yılmaz, Sırbistan, Gürcistan, Güney Afrika ve Belarus olmak üzere 4 ülkenin daha yolda olduğunu açıkladı. Salih Yılmaz, LC Waikiki olarak önce ihracat, sonra ihracatın “e” kısmını yaptıklarını belirtti. Yılmaz’ın özellikle vurguladığı şey ise “e-ihracat” değil “ihracat-e” yaptıkları oldu.

Yılmaz’ın söylediklerine göre e-ihracat Türkiye’deki firmanızın buradan bir yere tekil olarak müşteriye ulaştırılması ile gerçekleştiriliyor. Ancak Yılmaz’a göre LC Waikiki gibi büyük markalar için bu karlılık alanında çok da başarılı değil. Önce mevcut operasyon yaptıkları ülkelerdeki firmalara ihracat yaptıklarını söyleyen Yılmaz, daha sonra o firmaların bahsi geçen ülkede satış yaptığını söylüyor. Bu arada firmaların sahibinin de LC Waikiki olduğunu da belirtelim.

Yılmaz, bu firmaların kendi deposu ve teslimat firmalarının bulunduğunu; yurt dışı operasyonlarını çok hızlı geliştirmek istediklerini, bu yüzde tüm ürünü alıp depoya soktuklarını söyledi. Buna göre geriye kalan tek şey ürünün o ülkede satılmasıydı. O yüzden buradan online olarak ihraç etmek büyük bir kolaylık sağlamıyordu. LC Waikiki bunu gördüğü için de e-ihracat değil, ihracat-e yapmaya karar verdi. Salih Yılmaz, altyapı ve servis sağlayıcılarının buradan yönetilebileceğini; ancak operasyonu uzaktan yönetmenin zor olduğunu da belirtti.

İhracat-e sermaye gerektiriyor 

Ancak Salih Yılmaz, şu anda LC Waikiki’nin yaptığı ihracat-e’nin maliyetli bir iş olduğunu da söylüyor. Bu yüzden küçük şirketler için e-ihracatla başlamak ilk adım olabilir. Ancak şirketlerin belirli bir büyümeye ulaştıktan ve potansiyelini artırdıktan sonra bu yöntemi değiştirmeleri gerektiğini de sözlerine ekliyor. Küçük firmaların, pazarına giriş yapmak istediği ülkelerdeki e-ticaret firmalarına ulaşması gerektiğini ve satışa öncelikle o şekilde başlaması gerektiğini belirten Yılmaz, pazara girmenin yolunun bu olduğunu belirtiyor.

LC Waikiki’nin yurt dışı fiyatlarının bölgeden bölgeye farklılık gösterdiğini; ancak şirketin ürünleri en uygun fiyatlarla sunmayı hedeflediğini de belirtelim. Salih Yılmaz, konuşmasını gelecek dönemde yurt dışından bekledikleri ciroyu açıklayarak tamamladı. Yılmaz’a göre LC Waikiki gelecek dönemde yurt dışında 800-900 milyon dolar gibi bir ciro beklentisi içerisinde yer alıyor. Bunun da e-ihracat ile değil ihracat-e ile olacağını söylüyor.

Emre Ekmekçi, Hepsiburada’nın e-ihracat odağındaki gelişmelerini anlattı

$
0
0

2019’un ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019‘da perakendede geleneksel markaların dijital rekabeti, e-ticaret dünyasında yaşanan rekabet, pazar yerleri gibi birçok konuyu konuştuk. Hepsiburada’nın Uluslararası Grup Başkanı Emre Ekmekçi de perakendenin kaldıracı olarak dijital dönüşümden bahsetti. Geçtiğimiz hafta, Hepsiburada’nın güncel verileri ve e-ihracat odağında yaptıklarından bahsettiğimizi de hatırlatalım.

E-ticaretteki önemli trendlerden birinin e-ihracat olduğunu belirten Ekmekçi, e-ihracatta çok ciddi bir fırsat olduğunu, dünyadaki e-ticaretin yüzde 70’inin de buna döneceğini söylüyor. Emre Ekmekçi, Hepsiburada’nın da bunu bir fırsat olarak gördüğünü ve adımlarını buna göre attığını da sözlerine ekliyor.

Hepsiburada’nın e-ihracat adımları

Hepsiburada’nın e-ihracat odağına yaptıklarına da değinen Emre Ekmekçi, e-ticaret platformunun bu konuda yaptıklarından da bahsediyor. Hepsiburada’da satış yapan ya da yapacak olan tüm satıcıların otomatik olarak ihracata atıldığını belirtelim. Yani e-ihracat yapmak için herhangi bir başvuru vs. gerekmiyor. Şirket, bu imkanı direkt olarak tüm iş birlikçilerine sağlıyor. E-ihracat için ürün konsolidasyon merkezine yönlendiriliyor ve reklam, pazarlama, doğru hedefleme gibi konuların hepsini Hepsiburada kendi gerçekleştiriyor. Tüm dünyaya ortalama 4 günde kargo gönderilebiliyor.

Hepsiexpress, yeni yatırımlarla daha hızlı hale gelecek

Şu anda özellikle Rusya, Körfez Ülkeler, Avrupa ve Kuzey Afrika’da faaliyet gösteren Hepsiburada’nın global platformu İngilizce ve Arapça olmak üzere iki farklı dilde, her ülkeye özel para birimleri ile faaliyet gösteriyor. Hepsiburada’nın globalde de günlük 4 bin paket gönderimine yaklaştığını da belirtelim. Hizmet verdikleri tüm ülkelerde “tam yerelleşme”yi savunan Hepsiburada, bu isteğini dil, para birimi ve ödeme seçenekleriyle gerçekleştireceğinin de altını çiziyor. Teslimatı mümkün olduğunca kaliteli hale getirmek de Hepsiburada’nın hedefleri arasında yer alıyor. Ekmekçi, Hepsiexpress’in yeni yatırımlarla daha hızlı hale getireceğinin bilgisini de katılımcılarla paylaştı.

E-ihracat teknolojiyi tetikliyor

E-ihracatla birlikte teknolojinin ekstra olarak işin içine girdiğini belirten Emre Ekmekçi, şu anda Hepsiburada’nın globale açılmasıyla birlikte kendi platformlarından iki tane daha ortaya çıkarmış olduklarını söylüyor. Zira global için hemen hemen tüm içerik yeniden düzenleniyor ve kullanılacak olan ülke için daha kullanışlı hale getiriliyor.

Emre Ekmekçi sözlerini, markaların internete girmiş olmalarının önemli olduğunu, ancak dijital pazarlama ve e-ticaretin karıştırılmaması gerektiğini söyleyerek tamamladı. İkisinin de birbirinden ayrı disiplinler olduğunu söyleyen Ekmekçi, birinin için birçok unsurun bulunduğunu, diğerinin ise pazarlama tarafının ortaya çıktığını söylüyor.

Hızlı Tüketim şirketlerinin e-ticaret yolculuğu

$
0
0

Bugün Raffles İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz Webrazzi E-Ticaret 2019’da  hızlı Tüketim şirketlerinin e-ticaret yolculuğu konuşuldu. P&G E-ticaret pazarlama müdürü Umut Kurttaş ve PepsiCo Türkiye‘nin Dijital Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü Didem Namver’İn katılımıyla gerçekleşen oturumda FMCG dinamikleri ele alındı.

P&G’den Umut Kurttaş e-ticaret penatrasyonunun Türkiye’de yüzde 30 seviyesinde seyrettiğini ancak e- FMCG sözkonusuydu olduğunda bu rakamın yüzde 5’e denk geldiğini ifade etti. Kurttaş, uygulamalar ve pazarlama hamleleriyle Türkiye’nin potansiyeline yatırım yaptıklarını da belirtti.

Türkiye pazarında olası bir 3 kat büyümenin 2- 3 seneyi bulabileceğine dikkat çeken Kurttaş, aynı zamanda e-ticaretim mağaza yansımalarına da değindi. Bu kapsamda Kurttaş, mağazayı ziyaret eden müşterilerin yüzde 40’ının son bir sene içerisinde fiyatları dijitalden kontrol etmiş olduğunu söyledi. Aynı şekilde sosyal medyada kredi kartı kullanımın yüzde 42 oranında olduğunu ifade eden Kurttaş, bu anlamda Türkiye’nin gelecek vadettiğini belirtti.

Pepsi’den Namver ise e-FMCG’nin payının artış gösterdiğini ancak yiyecek içecek dikeyinin e-ticaret alanında daha fazla bariyer ve zorlukla karşılaştığını belirtti. Bu zorlukları Son Kullanma Tarihi, kargo sıkıntıları ve kullanıcıların fiziksel alışveriş alışkanlıkları olarak örnekleyen Namver, öte yandan kullanıcılarda alışkanlık değişiklikleri gözlemlediklerini de belirtti.

Test et ve öğren prensibiyle alışkanlıkların evrildiğini gözlemledikleriniz söyleyen Namver, bu değişiklikte Migros Sanal Market ve Getir’in payının büyük olduğunu ifade etti. Raporlar incelendiğinde Türkiye’nin Avrupa’dan 2-3 yıl bazen de 5 yıl geride olduğunu belirten Namver, bir kaç araştırma sonucu paylaştı. Namver’in paylaştığı sonuçlara göre İngiltere’de e-ticaretin toplam payının 2023’te bakkallar ile aynı seviyeye gelecek, Fransa’da ise indirimli marketler ile e-ticaretin aynı seviyeye geleceği ön görülüyor.

Kurttaş perakendenin online alışverişte yüzde 4’lük bir payı olduğunu belirtirken e-FMCG’nin çok daha düşük oranlarda seyrettiğini ifade etti. Bu dönemi pazarlamacılar için rüya dönemi olarak tanımayan Kurttaş, “Tüketiciye hiç olmadığı kadar yakınız.” dedi. Anlık olarak ürün yorumu alabildiklerini ve performans ölçümü yapabildiklerini söyleyen Kurttaş, özel ürünler üretme konusunda AR-GE’yi besleyebildiklerini de ekledi. Bu kapsam yeni Gillette başlığı kutuları ve kargoya hazır koliler gibi teslimat konusundaki yeniliklere de değindi.

Namver ise pazarlama stratejilerinin temeline özel günleri yerleştirdiklerini belirterek, Doritos ve gaming, Lipton Icetea ve yemek eşleştirmelerini paylaştı. Namver, bu yıl bu stratejiyi genişleterek içecek ve atıştımalıklardan oluşan avantajlı paketler oluşturduklarını aktardı. Hedefin üzerinde geri dönüşler aldıklarını söyleyen Namver,  iş ortaklarının da bu sonuçlar karşısında şaşırdığını ifade etti.

Black Friday, en uzun gece ve Yılbaşı’nın dahil olduğu Kasım ve Aralık aylarında iyi bir ivme yakaladıklarını belirten Namver, maç geceleri ve all star için özel paketler hazırladıklarını da belirtti. Özellikle Trendyol, Getir ve Migros Sanal Market üzerinden satışa sundukları ürünlerin paket halinde daha fazla ilgi çektiğini ve bu pazarlama stratejisinden olumlu sonuçlar alındığını belirtti.

Kurttaş da bu kapsamda offline müşterilerin en çok ciro yaptığı dönem olan Aşure ayını dijitale aktardıklarını söyledi.Kurttaş, bu aya özel olarak iki perakende ortağı ile özel paketler ve indirimler tasarladıklarını da ekledi. Aynı şekilde Banabak uygulamasıyla 19 mayıs haftasını sahiplendiklerini belirten Kurttaş, bunun tüketici verilerini kullanarak yaptıkları bir etkinlik olduğunu ifade etti.

Moderatör Ahmet Buğra Ferah’ın Banabak’ın geleceği konusunda sorduğu soruları yanıtlayan Kurttaş, sadakat uygulamasının bir e-ticaret platformuna dönüşüp dönüşmeyeceğini henüz bilmediklerini söyledi. Hayatına YouTube kanalı olarak başlayan Banabak projesinin 1.2 milyon üyesi olan bir uygulamaya dönüştüğünü hatırlatalım.

Oturumda Pepsi’nin bu kapsamdaki projesini açıklayan Didem Namver, henüz yayına alınmayan Kazandiriyo uygulamasının detaylarını paylaştı. PepsiCo’nun promosyonlarını dijitale taşıyan Kazandiriyo, kapakların altındaki kodların manuel olarak bakkallara götürülmesi yerine karekod ile çalışan mobil bir cüzdan işlevi görecek.

Oturumun sonlarına doğru PepsiCO’nun Avrupa merkezli inovasyon merkezini tanıtan Namver, bu merkezde ülke operasyonlarının ihtiyaçlarına göre Startuplarla eşleştirildiğini belirtti. Bu kapsamda iki farklı startup ile çalışmaya başladıklarını söyleyen Namver, ilerleyen dönemde Türkiye’deki start-upları da sisteme dahil etmek istediklerini söyledi.

Facebook sınır ötesi reklam modellerine detaylı bakış

$
0
0

2019’un ilk Webrazzi konferansı olan Webrazzi E-Ticaret 2019’da  Facebook E-ticaret ve finansal servisler direktörü Gül Yüksel Akkaya katılımcılara sınır ötesi reklam modellerini tanıttı.

135 milyon insanın Türkiye’de bir işletmeyle bağlantılı olduğunu belirten Akkaya, global hedef kitle ve global müşteri kavramlarını detaylandırdı. Akkaya, Türkiye’de 1.7 milyon küçük ölçekli işletmenin yüzde 91’inin normalde ulaşamayacağı ülke ve şehirlere Facebook üzerinden ulaştığını ifade etti. Akkaya, aynı şekilde bu işletmelerin yüzde 89’unun da başka ülkeler ve şehirlere Facebook sayesinde ulaşabildiklerini düşündüğünü belirtti.

Uygulama ailesi dahil olmak üzere Facebook reklamcılığının toplamda 2.7 milyar kişiye ulaştığını hatırlatan Akkaya, katılımcılara Facebook’un sunduğu sınır ötesi reklam araçlarını da tanıttı.

İlk olarak Facebook’un reklam verenlere sunduğu Cross Border Insights Finder aracını tanıtan Akkaya, bu sayede en yüksek erişim ve dönüşümün elde edilebileceği top 5 ülkeye erişilebildiğini aktardı. Aynı şekilde Cross Border Insights Finder üzerinden maliyetin ve rekabetin en düşük olduğu ülkelerin bulunabildiğini de sözlerine ekledi.

Seçtiğiniz ülkeleri birbirleriyle kıyaslayabileceğinizi söyleyen Akkaya, araştırmanızı “en hızlı büyüyeceğim ülkeler” olarak yapabileceğinizi de belirtti.

Bu sayede açılmanız gereken pazarları kolayca bulabileceğinizi söyleyen Akkaya, yeni marketleri belirledikten sonra izleyebileceğiniz adımları da paylaştı. Yeni pazarlardaki mevsimsel geçişler gibi dönemlerin ve Black Friday gibi trendlerin bu araç üzerinden saptanabileceğini belirten Akkaya, potansiyel genişleme optimizasyonu için de Cross Border Insights Finder’ın kullanılabileceğini ifade etti.

Bu adımın ardından Akkaya, yeni pazarlardaki kullanıcıları hedefleyen bir iletişim stratejisi oluşturmanız için Insights to go aracını kullanabileceğinizi belirtti. Akkaya’nın aktardığı üzere bölgesel, endüstriyel, dönemsel, kişiler, kampanyalar, platformlar ve trendler alt kırılımlarına sahip olan Insights to go, pazara dair iç görü sahibi olmanızı sağlıyor. Böylece kullanıcılara karşı benimseyeceğiniz ses tonunu belirleyebileceğinizi ifade eden Akkaya, platformun demografik ve davranışsal istatistikler için de kullanılabileceğini söyledi.

Reklam verenlerin daha iyi sonuç elde etmesi için Worldwide targeting özelliğini tanıtan Akkaya, reklamlarınız yayınlandıktan sonra dönüşümü iyi olanların seçilerek maliyetlerin düşürülebildiğini ifade etti.

Akkaya, benzer hedef kitle oluşturma özelliğinin gelişmiş versiyonları olan multı country lookalikes ve international lookalikes özelliklerine de değindi. Bu özellik sayesinde ideal hedef kitleyi oluşturabildiğinizi söyleyen Akkaya, Facebook’un dinamik dil optimizasyonu ile hedef kitleye kolayca ulaşabildiğinizi de ekledi.

Tek bir kampanyaya 48 yakın dil seçeneği eklenebildiğini belirten Akkaya, bunun için tek bir metin kullanılmasının yeterli olduğunu da dile getirdi. Bu noktada dinamik reklamlardan da bahseden Akkaya aynı anda bir çok ülkede, çoklu dil ve çoklu para birimi kullanılan reklamların yayınlanabildiğini aktardı.

Sunumunda Facebook araçlarını kullanan markaların başarı hikayelerine yer veren Akkaya, Türkiye’den Modanisa’nın hikayesini paylaştı. Almanya için international lookalike özelliğini kullanan Modanisa, ROAS’ını 4 kat arttırırken yüzde 30 oranında daha fazla müşteriye ulaştı.

Fiyat karşılaştırma platformu Cimri.com’un 2018 yılı verileri [infografik]

$
0
0

Fiyat karşılaştırma platformu olarak faaliyet gösteren Cimri.com, 2018 yılına dair verileri içeren infografiğini paylaştı. SimilarWeb’in yayınladığı 2018 verilerine göre Cimri.com, Türkiye’de en çok ziyaret edilen 10. mağaza oldu. İlk üç sırada Sahibinden, Hepsiburada ve n11.com’un yer aldığını da belirtelim.

Ziyaretçi sayısında yüzde 112’lik artış

Cimri.com’un toplam ziyaretçi sayısı, 2018 yılında yüzde 112 artarak 93 milyon 785 bin 404’e ulaştı. Toplam ürün sayısı 2018’de 3,4 milyon olan Cimri.com’un toplam kategori sayısı 2 bin 401 ve aktik mağaza sayısı ise 405 oldu. Platformun en fazla ziyaretçi aldığı şehir yüzde 29,72 ile İstanbul olurken onu yüzde 15,94 ile Ankara, yüzde 9,22 ile İzmir, yüzde 5,23 ile Adana ve yüzde 4,05 ile Bursa izledi.

Yaş grubuna göre dağılıma baktığımızda ise 25-34 arası yaş grubunun yüzde 36,8’lik dilimle ilk sırada yer aldığını görüyoruz. Onu yüzde 28,1 ile 35-44, yüzde 12,6 ile 45-54 ve yüzde 10,4 ile 55-64 arası yaş grubu takip ediyor. Bu veri de Cimri.com’un genel olarak yaş ortalamasını gençlerin oluşturduğunu gözler önüne seriyor. Cimri.com’dan en fazla ziyaret alan sayfalar ise sırasıyla Amazon, ePTT AVM, GittiGidiyor, Hepsiburada, n11.com ve Trendyol oldu.

Cimri.com’da en çok ziyaret alan kategoriler Cep Telefonları, Televizyonlar, Dizüstü Bilgisayarlar, Buzdolapları, Çamaşır Makineleri ve Bebek Bezi oldu. Platformda en çok ziyaret edilen 6 ürün de Huawei P20 Lite 64 GB Siyah, Apple iPhone 8 Plus 64GB Uzay Grisi, Apple iPhone 7 Plus 32 GB Siyah, Samsung Galaxy Note 8 64GB Siyah, Xiaomi Mi 6 64GB Siyah ve Sony Playstation 4 Pro 1 TB oldu. Bununla birlikte en çok ziyaret edilen markalar Apple, Arçelik, Bosch, Huawei, LG, Xiaomi, Philips, Samsung, Sony ve Vestel olarak açıklandı.

En çok artış yaşanan kategori: Çamaşır Deterjanı

Cimri.com’da en çok artış yaşayan kategori yüzde 1061 ile çamaşır deterjanı olurken onu yüzde 671 ile bluetooth kulaklık ve yüzde 517 ile bebek bezi izledi. Cimri.com’da en çok aranan kelimeler ise çamaşır makinesi, krampon, ikiz bebek arabası, iPhone 7, lastik, salon avize, erkek mont, televizyon, darbeli matkap, klima, Casio saat, Nike spor ayakkabı, Adidas eşofman, iPhone 6S ve Crocs terlik oldu.

Cimri.com’un detaylı infografiğini aşağıdan inceleyebilirsiniz.

ModaCruz, “Outlets” ile ikinci el satışına sıfır ürünü de dahil ediyor

$
0
0

İkinci el kıyafetlerin satışa sunulduğu bir pazar yeri olarak hizmet veren ve 2014 yılında hayata geçirilen ModaCruz, şubat ayı itibarıyla kârlılık noktasına geldi. Girişim yakın bir gelecekte yeni ürünü olan Outlets‘i de yayına alacağını açıkladı.

Öncelikle, bugüne dek 6 milyon dolarlık yatırım alan firmanın yatırımcı ağını ise melek yatırımcılar Hasan Aslanoba, Nevzat Aydın, Burak Divanlıoğlu, Serkan Borançılı ile yatırımcı şirketlerden Hummingbird VC ve Middle East Venture Partners  oluşturduğunu hatırlatalım. 5 milyon kullanıcı tarafından her ay aktif olarak kullanılan platformda an itibarıyla 7 milyondan fazla ürün listeleniyor.

Yüzde 0 komisyon ve bedava kargo

30 kişilik bir ekiple faaliyet gösteren ModaCruz,  şubat ayı itibarıyla kârlılık noktasına geldiğini açıkladı. Bununla beraber geçtiğimiz aralık ayında bir fiyatlama modeli değişikliğine giden ModaCruz, yüzde 0 komisyon ve kargo bedava kurgusuyla, sipariş sayısını da iki katına çıkardı. ModaCruz’un müşteriyi aktive etme ve elde tutma oranlarında yüzde 60’lık bir artış yaşandığını da belirtelim. ModaCruz cirosunun yüzde 20’si ise platform üzerindeki full-price ve yeni ürünlerden geliyor. Bu da girişim için yeni bir özelliğin yayına alınmasına ön ayak oluyor.

Outlets ile yeni ve etiketli ürünler

ModaCruz’un yakın bir zamanda yayına alınması planlanan “Outlets” isimli yeni özelliği, platform sadece ikinci el modelinden çıkıyor. Outlets ile ModaCruz, hem yeni ve etiketli ürün satacak hem de mağazaların ürünlerini kullanıcılarıyla buluşturacak. Böylelikle ModaCruz’un hitap ettiği kitle de genişlemiş olacak.


Getir’in Girişim Sermayesi Yatırım Fonu için hazırlanan sunumu

$
0
0

Getir kısa bir süre önce, isteyen herkesin Getir’e ortak olabilmesini sağlayacak bir “Girişim Sermayesi Yatırım Fonu” kurduğunu açıklamıştı. Herkesle paylaşılan sunum üzerinden bu yazıda detaylı olarak bu yatırım fonuna odaklanacak ve Getir’in nasıl bir modelle büyüme hedeflediğine göz atacağız.

2018 yılında 300 milyon TL ciroya ulaşan Getir, son olarak yemek sipariş hizmeti GetirYemek ile farklı bir alana daha giriş yaptı. Getir ortalama olarak ayda 600 bini aşkın sipariş alırken, Salur’a göre hedef 2-3 yıl içinde bu rakamı 10 katına çıkarmak. Böylesi büyük bir hedef elbette büyük bir yatırım da istiyor. Getir’in yakın gelecekte Türkiye’nin diğer illerine açılması da bu hedefi olağan kılıyor.

Dün gerçekleştirilen Webrazzi E-Ticaret 2019 konferansında açıklamalarda bulunan Getir’in kurucusu Nazım Salur, aslında Getir ile ilgili önemli bir detayı daha açıkladı. Geçmişte üç büyük yabancı yatırımcı ile masada oturduklarını aktaran Salur, yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yabancı yatırımcıların yatırım yapmaktan vazgeçtiklerini paylaştı. Belki o yabancı yatırımcıların kaçıyor olması, Getir’i bugün bambaşka bir model kurmaya iten faktörlerden oldu.

Peki görmeye çok da sık alışık olmadığımız bu model nasıl çalışıyor? Getir bu yatırım modeli için bir fon kurmuş durumda. Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) lisanslı bir fon yönetim şirketi Re-pie Portföy Yönetimi A.Ş. ile anlaşan Getir, kendi yatırımını bu şekilde oluşturacak. Minimum yatırım bedelinin 100 bin TL olduğu bu fon 7 yıllık bir yatırım süreci.

İstanbul’dan sonra Ankara, İzmir, Antalya, Bursa

Getir’in yayınlanan yatırım sununda önemli detaylara da yer veriliyor. Getir sermaye artırımlarını yaptıktan sonra giriş yapacağı ilk şehirleri de belirlemiş. Buna göre Getir, İstanbul’dan sonra ilk kez Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa şehirlerinde boy gösterecek. Yatırım sunumundaki bir diğer detay ise atıfta bulunulan halka arz ve stratejik çıkışlar. Getir her ne kadar şimdilik böyle bir sermaye artırımı yönü seçse de, olası büyük bir yatırım ya da halka arz durumunda, fona katılan yatırımcılara çıkış hakkı sağlayacak.

Yatırımcı sunumunda GSYF’nun işleyişi de açıklanmış. Bu tamamen güven ortamı sağlamak için dizayn edilmiş bir işleyiş teması olarak göze çarpıyor. SPK tarafından denetim altında olan Re-pie, nitelikli yatırımcılarla Getir’i bir araya getiriyor. Bunun yanı sıra fon, önde gelen danışmanlık şirketlerince de denetim altında tutulacağı belirtiliyor.

Getir’in yüzde 10’unana kadar ortak olmak mümkün

Fon için TL referans kur olarak göz önüne alınmış. Yani yatırımcılar TL cinsinden yatırımda bulunuyor. Fona girişler her çeyrek yapılabiliyor. Fondan çıkış ise ancak tasfiye döneminde yapılabiliyor ya da fon devrediliyor. 7 yıllık sürecin ilk 5 yılında çıkış yapmak mümkün değil kalan 2 yıl ise tasfiye dönemi olarak belirlenmiş.

Getir’in bu yöntemle birlikte Getir’in yüzde 10’una kadar yatırım yapacak. Dolayısıyla günün sonunda bu sermaye yönetim fonunun Getir’in yüzde 10’una sahip olması bekleniyor. Getir bu sayede belki büyük yatırım yapamayacak olan küçük yatırımcıya da fırsat sunuyor.

Getir’in dünyadaki örnekleri ve yaptıkları çıkışlar

Getir yatırımcı sunumunda dünya çapındaki rakiplerinin analizini de yayınlamış. Özellikle ABD, Çin ve Hindistan’daki benzer girişimleri kendi yatırımcı sunumuna taşıyan Getir, bu firmaların işlem değerleri ve satış çarpanlarını tek bir listede toplamış.

Getir’in diğer dünya ülkelerindeki benzeri rakiplerini mercek altına aldığı bu slaytta, bizim de sıklıkla aldığı yatırımlara yer verdiğimiz önemli girişimler bulunuyor. Bunlardan birisi Instacart, 2012’de kurulan Instacart son olarak geçtiğimiz yıl aldığı 150 milyon dolarlık yatırımla Seri E turunu kapatmıştı.

Bir diğer önemli marka ise Jet.com hatırlayacağınız üzere Walmart tarafından 3 milyara dolara satın alınmıştı.  ABD pazarı bu alanda ciddi satın almalara konu olurken, Hindistan’da ise ciddi bir rekabet göze çarpıyor. Geçmiş yıllarda Bigbasket ve Grofers gibi Hindistan merkezli girişimler büyük gruplar tarafından satın alınırken, Hindistan’daki rekabette Ola Cabs gibi girişimler ise pazardan çekilmek durumunda kalmıştı.

Tüm bu şirketlere ilgi gösteren firmaların ise genellikle çok büyük yabancı gruplar olması da büyük bir önem teşkil ediyor. Ancak pazarlardaki rekabet de göze çarpan en büyük faktörlerden ve elbette yatırımcıların ilgiyle takip etmesi gereken detaylardan.

Getir’in kullanıcının hayatına kattığı değer

Getir pazarın ilk oyuncusu olarak büyük başarı elde etti. Geleneksel yöntemlere ve online modellere rakip olarak kendi 10 dakikada teslimat kozunu kullanan Getir hiç şüphesiz pazarın hakimi konumunda. Ancak bir diğer gerçek ise 2019 yılında pazarın iyice kızışacağı. Çünkü YemekSepeti de son olarak Getir’e Banabi markasıyla rakip olacağı ortaya çıktı. Ayrıca Migros’un da Migros Hemen adlı servisiyle pazara giriş yapacak olması, yakın gelecekte Getir’in bu tabloyu güncellemesine sebep olacak.

Hali hazırda Getir 10 dakikada teslimat ile iddialı bir konumda yer alırken, gelecek rakiplerin süre rekabeti de müşterilerin lehine olacak. Nazım Salur’un da Webrazzi E-Ticaret 2019‘da yaptığı konuşmada yeni rakibi YemekSepeti’ne 5 dakikada teslimatı hedeflemelerini önermesi de bu anlamda ciddi bir mesaj içeriyor.

Webrazzi E-Ticaret 2019 konferansında paylaşılan sunumlar

$
0
0

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz Webrazzi E-Ticaret 2019 konferansımızda paylaşılan tüm sunumlar ile karşınızdayız. Konferansımızdaki merakla beklediğiniz tüm sunumları aşağıda bulabilirsiniz.

Perakendede Geleneksel Markaların Dijital Rekabeti – İdil Kesten, Gemius

Sınır Tanımayan Ticaret: E-ihracat – Boğaç Özsan, DHL Express

Pazaryeri Oluşturmak İçin Olmazsa Olmazlar, Başak Taşpınar Değim, Armut

Perakende E-Ticarete Dönüşürken En İyi Uygulamalar – Yomi Kastro, İnveon ve Şervan Adar Avşar, Watsons

Dünyadaki E-Ticaret Trendleri ve Başarının İpuçları – Serkan Koç, Cimri.com

Yerli Markaların Yurt Dışında Pazarlama Adımları Nasıl Olmalı? – Eren Koçyiğit, NBT Digital

E-İhracat Başarı Faktörleri – Cüneyt Erpolat, Alibaba.com

E-Ticaret Türkiye Ekonomisini Nasıl Dönüştürüyor? – Ozan Acar, TOBB

Amazon ve Ebay’de Avrupa Pazarına Satış Yapmak – Murat Buyurgan, Netpoint

Amazon, teslimat süreçlerini esnekleştiren hizmeti “Amazon Day”i duyurdu

$
0
0

Dijital platformlardan alış-veriş yapanların en büyük beklentilerinden birisi şüphesiz ürünün sorunsuz  ve hızlı bir şekilde kendilerine teslim edilmesi. Özellikle internet üzerinden sık alış-veriş yapan biriyseniz, daha sık beklediğiniz teslimatlar, haftalık rutininizi değiştirmeye bile yetebiliyor. Acilliyet çağında olduğumuz bir dönemde talebe dayalı teslimat ise e-ticarette rekabet avantajı kazanabilmek için güçlü bir dağıtım modeli.

Gıda tüketim ihtiyaçlarının bile internet üzerinden yoğun bir şekilde satın alındığı ABD’de ise Amazon yeni bir dağıtım çözümü ile müşterilerinin karşısında. Amazon Day adı verilen hizmet ile şirket, teslimatta yeni bir kolaylık düzeyi ve öngörülebilirlik getirmek istiyor.

Amazon Prime üyelerine ücretsiz sunulan ve şimdilik ABD’de hayata geçen hizmet, müşterilerin  haftanın belirledikleri bir günde paketlerini teslim alabilmelerini sağlıyor. Amazon Day sepetine giren ürünler her hafta belirtilen bir günde düzenli olarak müşterisine teslim edilebiliyor.

Amazon, bu hizmet ile önemli bir vizyonuna da ulaşmak istiyor. Sürdürülebilirlik kapsamında hayata geçirdiği ‘Shipment Zero‘ adı altında şirket, kendisini çevreye daha duyarlı konumlandırmak istiyor. Şirketin bu vizyonunu gerçekleştirmek için ise hedefleri büyük. Zira Amazon 2030 yılına kadar teslimatlar ile neden olduğu karbondioksit emisyonunu yüzde 50 oranında düşürmek istiyor.

Amazon’un Amazon Day hizmeti ile daha az atık yaratacağına şüphe yok. Teslimatlar çoğu durumda daha az paketle birlikte gruplanıp, gönderilebilecekler.  Amazon’nun Kıdemli Başkan Yardımcısı Maria Renz konuya yönelik, ‘Amazon Day, on binlerce kutunun paketlenmesini azalttı.’ sözleri de sistemin şimdiden değer kattığını gösteriyor.

Prime One-Day Shipping ve Prime FREE Same-Day gibi kullanımı mevcut olan hizmetlerin arasında giren Amazon One-Day’i kullanan tüketiciler istedikleri zaman  kendilerine uygun bir teslimat gününü seçebilecekler.

Amazon’dan taklit ürünleri tespit eden program: Project Zero

$
0
0

Geçtiğimiz sene NASDAQ’da değerlemesi 1 trilyon doları bulan Amazon, platformunda markaları güçlendirecek yeni bir  program duyurdu. ‘Project Zero‘ isimli programda, markalara ait taklit ürünlerin platformda tespit edilerek, satılmasının engellenmesi bekleniyor.

Amazon üzerinden markalara ait sahte ürünlerin piyasaya sürülmesi uzun zamandır markaların şikayet ettiği bir konuydu. Platformda tespit edilmesi oldukça güç olan bu ürünler, tescilli markalar tarafından Amazon’a bildiriliyordu. Amazon tarafından gözden geçirilen bu ürünler sonrasında kaldırılıyordu. Yeni programla birlikte, sertifikalı şirketler bu tür sahte ürünleri Amazon’un onayı olmadan kaldırabilecekler.

Şu anda pilot uygulamada olan programa bazı şirketler davet edildi. Şirketler arasında telefon aksesuar üreticisi Kenu, ev hayvanlarına yönelik ürünler satan ThunderWorks, Chom Chom Roller’ın olması dikkat çekiyor.

Üç bileşenden oluşuyor

Amazon’un yaptığı açıklamada, Project Zero’nun  üç bileşenden oluşuyor. Teknolojisini yapay zekanın bir alt dalı olan makine öğreniminden alan program şirketin kurumsal uzmanlığı ile birleşiyor.

Amazon, her gün 5 milyondan fazla yeni ürünü taklitlerini belirlemek için taradığını belirtiyor. “Otomatik Koruma” adı verilen bir sistemle, ürünler taranıyor. Ürünün orijinalliğinin tespiti için ise orijinal markaya ait logolar ve ürünü özel kılan diğer özellikleri veri olarak kullanılıyor. Sistemin, yalnızca reaktif önlemlerden 100 kat daha fazla sahte ürün ortaya koyduğu belirtiliyor.

Programı oluşturan diğer bir element ise bahsettiğimiz gibi markaların proaktif bir yaklaşım sergileyebilmesi. “Self Servis” aracı ile markalar Amazon’a başvurup, soruşturmanın sonuçlanmasını beklemek zorunda kalmadan sahte ürünleri doğrudan kendileri kaldırabilecekler.

Project Zero’nun son bileşeni platformda yer alan ürünlere orijinal bir kod yerleştirilmesinden oluşuyor. Her bir ürün için oluşturulan benzersiz bir kod,  Amazon’un sipariş edilen  ürünün gerçekliğini test edebilmesi için kullanılacak.  Bu şekilde Amazon, sahte ürünün müşteriye teslim edilmesinin de önüne geçmek istiyor.

Şu anda davetli markaların kullanabildiği Project Zero’yu, Amazon yakın zamanda çok daha fazla markanın kullanımına açmak istiyor.

GittiGidiyor, 2018’de yüzde 40 büyüyerek 23 milyon kullanıcıya ulaştı

$
0
0

Türkiye’nin önde gelen e-ticaret sitelerinden biri olan GittiGidiyor, 2018 yılına dair verileri paylaştı. Bu verilere göre platform, 2018’de yüzde 40 büyüyerek 23 milyon kayıtlı kullanıcıya ulaştı. Kullanıcılar her 10 alışverişten 6’sını mobilden gerçekleştirirken, toplam satış hacminde mobilin payı yüzde 50’ye ulaştı. Mobil kanallardan yapılan satışlar 2018’de önceki yıla kıyasla yüzde 45 oranında artarken, GittiGidiyor mobil uygulamasının toplam indirilme sayısı 9 milyona çıktı.

1 yılda 4,8 milyar sayfa görüntülemesi

Mobil kanallardan en çok 25-31 yaş aralığındaki kullanıcılar alışveriş yaparken, mobilden en fazla satılan ürünler bebek bezi, cep telefonu ve kedi maması oldu. Mobil alışveriş sıklığını en çok artıran şehirler ise sırasıyla Samsun, Denizli, Hatay, Mersin ve Manisa olarak karşımıza çıkıyor. GittiGidiyor sayfalarının geçtiğimiz yıl içinde 4,8 milyar kere görüntülendiğini de belirtelim. Platformda en çok aranan ürünler cep telefonu, avize, TV ünitesi, spor ayakkabı ve bluetooth kulaklık oldu. GittiGidiyor’da geçen yıl bir önceki yıla göre en çok büyüyen ilk 5 kategori ise yapı market, otomobil-motosiklet aksesuarı, ofis-kırtasiye, evcil hayvan ürünleri ve kitap oldu.

Saniyede 1 ürün satıldı

GittiGidiyor’da saniyede 1 ürün satıldığını belirtelim. 2018’de dakikada 1 bebek bezi, 2 dakikada bir kedi-köpek maması, 3 dakikada 1 elektrikli süpürge, 4 dakikada 1 tişört ve 5 dakikada 1 parfüm satıldı. Alışveriş sepetini en çok büyüten şehirlerin başında yüzde 70 oranla Bolu gelirken, Bolu’yu yüzde 50’yle Van, yüzde 40’la Düzce, yüzde 39’la Isparta ve yüzde 36’yla Bingöl izledi.

Kullanıcılar 2017’de olduğu gibi 2018’de de en çok pazartesi günleri alışveriş yaptı. Platformda en fazla satışın gerçekleştiği gün ise 23 Kasım Süper Cuma günü oldu.

Viewing all 1422 articles
Browse latest View live